Anlaşmalı Boşanma 'da Önemli Noktalar| Ankara Boşanma Avukatı

Ankara Boşanma Avukatı

Anlaşmalı Boşanma Davasında Yapılan Hatalar | Ankara Boşanma Avukatı

Anlaşmalı boşanma, çoğu kişi tarafından “kolay ve hızlı” bir çözüm olarak görülse de, süreç göründüğü kadar basit değildir. Taraflar her konuda uzlaşmış dahi olsa, yapılan küçük hatalar davanın reddine, hak kayıplarına veya sürecin uzamasına neden olabiliyor. Ankara’da avukat olarak edindiğim tecrübelerle, tarafların en sık yaptığı hataları ve bu hataların doğurabileceği sonuçları sizin için derledim.

Anlaşmalı boşanma davası açmadan önce bu başlıkları dikkatle okumanız, sadece zaman değil, hak kaybı yaşamanızı da önleyecektir.

1. Evlilik Süresi Şartının Göz Ardı Edilmesi

Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için Türk Medeni Kanunu’na göre evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması gerekir. Bu süre dolmadan açılan davalar, evraklar eksiksiz olsa dahi usulden reddedilir. Taraflar isterse çekişmeli boşanma yoluna başvurabilir, ancak bu hem daha uzun sürer hem de mahkemede ispat gerektirir. Bu şartı gözden kaçıran birçok kişi, mahkemeden beklenmedik bir ret kararıyla karşılaşabiliyor.

2. Protokolün Eksik veya Yüzeysel Hazırlanması

Anlaşmalı boşanmanın temelini, tarafların birlikte hazırladığı ve imzaladığı boşanma protokolü oluşturur. Bu protokolde;

• Mal paylaşımı,

• Çocukların velayeti,

• Nafaka miktarı,

• Ziyaret düzeni,

• Maddi ve manevi tazminatlar

gibi konuların açık ve anlaşılır bir şekilde yazılması gerekir.

Hazır şablonlar kullanmak ya da internetten indirilen taslakları gelişigüzel doldurmak çok yaygın bir hatadır. Her çiftin durumu farklı olduğu için bu belgelerin mutlaka kişiye özel hazırlanması gerekir. Protokoldeki eksiklik veya belirsizlik, hakim tarafından "tarafların tam olarak anlaşamadığı" şeklinde yorumlanabilir ve boşanma talebinin reddine sebep olabilir.

3. Duruşmada Taraflardan Birinin Katılmaması

Anlaşmalı boşanmanın en önemli şartlarından biri de, her iki tarafın mahkeme duruşmasına bizzat katılmasıdır. Taraflardan biri gelmezse ya da vekil gönderirse, dava anlaşmalı boşanma olarak görülmez. Hâkim, tarafların iradesini duruşmada gözlemlemek ve protokolü özgür iradeleriyle kabul ettiklerinden emin olmak ister.

Bazı çiftler, “zaten anlaştık, gelmesek de olur” gibi bir yanılgıya düşüyor. Ancak bu durum, davanın düşmesine ya da çekişmeli hale dönüşmesine neden olabilir. Özellikle Ankara’daki mahkemeler, bu konuda oldukça titiz davranmaktadır.

4. Duruşmada Verilen Çelişkili Beyanlar

Tarafların protokolde anlaştığı konular, duruşmada verecekleri beyanlarla da örtüşmelidir. Örneğin, protokolde çocuk velayetinin anneye bırakıldığı belirtilmişse, baba duruşmada “çocuğu birlikte büyütmek istiyoruz” gibi bir cümle kurduğunda hakim artık tarafların uzlaşmadığını düşünür ve dava reddedilir.

Bu nedenle, duruşma öncesi eşlerin birlikte protokolü gözden geçirip, duruşmada ne söylemeleri gerektiğini netleştirmeleri gerekir. Aksi halde, protokol onaylanmaz ve süreç başa döner.

5. Hızlı Sonuç Almak Uğruna Haklardan Vazgeçmek

Boşanma sürecinin bir an önce bitmesini isteyen taraflar, çoğu zaman uzun vadeli haklarını düşünmeden hareket edebiliyor, bu sebeple boşanma avukatı yardımı sizi bir çok olası baş ağrısından kurtaracaktır. “Yeter ki boşanalım” diyerek nafaka, tazminat ya da mal paylaşımı gibi önemli konularda feragat etmek, ileride ciddi mağduriyetler doğurabilir.

Protokolde imza altına alınan her madde, hakim onayından sonra bağlayıcı ve geri dönülemez hale gelir. Sonradan pişman olunsa bile, protokolde yazılı haklardan caymak ya da değişiklik istemek çoğu zaman mümkün değildir.

6. Çocuğun Yararının İkinci Plana Atılması

Anlaşmalı boşanmalarda çocuk varsa, hakim yalnızca tarafların anlaşmasına değil, aynı zamanda çocuğun üstün yararına da dikkat eder. Örneğin, çocuğun velayeti, eğitim durumu, kişisel ilişki düzeni ve nafaka miktarı taraflarca kararlaştırılmış olsa bile, hakim bu düzenlemeyi çocuğun menfaatine aykırı bulursa davayı reddedebilir ya da değişiklik isteyebilir.

Dolayısıyla çocukla ilgili maddeler belirlenirken sadece tarafların değil, çocuğun ihtiyaçları ve gelişimi de göz önünde bulundurulmalıdır.

7. Hukuki Destek Almadan Süreci Yürütmek

Anlaşmalı boşanma davaları genellikle boşanma davalarında uzmanlaşmış avukat olmadan yürütülmeye çalışılıyor. Ancak bu süreç, “dilekçeyi verip mahkemeye çıkmak” kadar basit değil. Hatalı veya eksik hazırlanan belgeler, yanlış yapılan beyanlar, geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir.

Bir avukat desteğiyle ilerlemek, hem sürecin hızla sonuçlanmasını sağlar hem de hak kaybı yaşanmasını önler. Özellikle mal rejimi, nafaka ve çocuğun velayeti gibi hassas konularda uzman görüşü almak her zaman avantaj sağlar.

🔍 Protokolde Yazmayan veya Belirsiz Bırakılan Konular Sonradan Dava Konusu Olabilir

Birçok kişi, anlaşmalı boşanma protokolü imzalanınca her şeyin kesinleştiğini zanneder. Oysa protokolde açıkça yazılmayan, eksik bırakılan ya da muğlak ifadelerle geçen her konu, boşanma sonrası yeni bir davaya konu olabilir.

Örneğin:

• Mal paylaşımı açıkça yazılmamışsa, boşanma gerçekleştikten sonra eşlerden biri mal rejiminin tasfiyesi davası açabilir.

• Protokolde “eşya paylaşımı yapılmıştır” gibi soyut bir ifade varsa, bu yeterli görülmeyip, tekrar bir paylaşım davasına gidilebilir.

• Çocuk için iştirak nafakası açıkça belirtilmemişse, sonradan nafaka davası açılabilir çünkü bu kamu düzeniyle ilgilidir.

• Taraflardan biri “maddi ve manevi tüm haklarından feragat eder” yazdıysa bile, bu feragat hangi hakları kapsıyor belirsizse, ileride tartışma doğabilir.

Bu nedenle protokol hazırlanırken yalnızca bugünü değil, gelecekte çıkabilecek ihtilafları da düşünmek gerekir. “Zaten anlaştık, yazmasak da olur” yaklaşımı, maalesef en çok pişman olunan konulardan biridir. Açık, net ve detaylı bir protokol, ileride yaşanacak ikinci bir dava sürecinin önüne geçer.